İlk başda telekinezi konusunu ele alalım.Bildiyimiz gibi, ister
fiziksel olsun, isterse de psişik, tüm hareketleri beyin kontrol
ediyor. Bu
yüzden ilk başlayanlara bunu öneriyorum;-hani birçok
kinezi yönteminde denilir ya “Cismi kendi organınız gibi imgeleyin ve
ona hükmedin”.
O yüzden bunu daha kolay edebilmek için ilk
önce işe kendi organımızı hareket ettirmekle başlamalıyız.
Diyebilirsiniz ki, “zaten kendi
organımızı kolaylıkla hareket
ettirebiliriz”. Haklısınız, ama bu başka türlü bir “hareketlendirme”
arkadaşlar. “Başka türlü” derken, kaslarımızı germeden
hareketlendirmeden söz ediyorum. Şimdi gelelim işin “beyin” kısmına.
Daha önce de söylediyim gibi, tüm hareketlenmelerimizin kontrolü
beyinden
olur. Bu yüzden seçeceğimiz organın beyine daha yakın ve kemik yapılı
olmasına özen gösterin(beyin daha kolay komuta etsin diye).
Bu
hususda beyine en yakın organ çene. Şimdi, rahat edebileceyiniz bir
konuma geçin(bakın “uzanın” ve ya “yaslanın” demiyorum, size nasıl
rahatsa öyle yapın), gözlerinizi kapatmak zorunda değilsiniz, yavaş
yavaş çenenizin kapanmasını isteyin(emredin). Ama bunu yaparken
kaslarınızı germeyin. Çeneniz kapandıktan sonra aşağı ve yukarı
çenenizi birbirine sıkıca kilitleyin (bu zaman da kasları germeyin).
Göreceksiniz, her şey beyininizin emirleriyle gelişecek. Bunu yapdıktan
sonra aşağı ve yukarı çenenizin yavaş yavaş ayrıldığını isteyin
(kasları germeyin). “Ayrılıyor, ayrılıyor, ayrılıyor, ayrılıyor,...” Ve
artık ağzınız “tamamen” açılmış durumda. Bunu da belirtmeliyim ki, bu
konuda başarısızlık oranı %0.
İyice kendinizi geliştirdikten sonra beyininizden biraz daha uzak organlarınızı hareket ettirmeye çalışın.
Denemelerinizi buraya not ederseniz hep beraber yeteneklerimizi geliştirebili ve hatta yeni dökümanlar oluşturabiliriz.