Theremin dünyanın en tuhaf müzik aletlerinden biri. Dokunmadan çalınıyor. Evet, dokunmadan... 1919 yılında Rus fizikçi Leon Theremin tarafından bulunan theremin, iki anteni olan bir kutu aslında. O zamanlar ilk elektronik müzik aleti olarak görülen theremin, çalınma tarzındaki tuhaflık nedeniyle bugün de eşsizliğini koruyor. Çok kabaca tarif edilirse, aletin antenleri arasında zayıf bir elektrik oluşuyor ve kim ona yaklaşırsa, aynı anda müzik yapmaya da başlamış oluyor. Ellerin metale olan uzaklığına göre sesler yükselip alçalıyor ve bu ses, keman ile insan sesinin karışımına benzetiliyor. Tabii güzel sesler çıkarabilmek için konsantre olmak, tabiri caizse aletin içine girebilmek gerekiyor. Biraz da elektronik bir tınısı olduğu söylenebilir belki. Saatler boyunca dinlemek zorlayıcı olabilir, ama bir albüm uzunluğu, theremin’in tadını çıkarmak için uygun bir süre.
Leon Theremin, icadını bizzat Bolşevik lider Lenin’e sunmuş ve Lenin aleti çalabilmek için ders almakla kalmamış, Sovyetler Birliği’ne dağıtılsın diye 600 tane de sipariş vermiş. Daha sonra, yine Lenin’in desteğiyle theremin için, son Sovyet teknolojisinin tanıtımı amacıyla bir Avrupa turu bile yapılmış. Aletin Amerika’ya ulaşması ve patentinin alınması ise 1928’de gerçekleşmiş.
Besteci Edgar Varese 1934 yılında iki theremin için bir eser yazmış, ama esas Beach Boys topluluğu 1966’da theremin’i meşhur etmiş. Açık Radyo’da (94.9) hafta arası her sabah Beach Boys’un ’Good Vibrations’ını, dolayısıyla theremin’in sesini duyabilirsiniz. Ayrıca Led Zeppelin, Jean-Michel Jarre, Aerosmith, Portishead gibi farklı türden gruplar, müzisyenler ve yerli topluluk Babazula da bu aletin büyüsüne kapılmışlar. ’Pürüzsüz’ bir sese sahip olan büyük müzisyen Tom Waits de tiyatro ve müziği bir araya getirdiği ’Alice’de bu aleti kullanarak ve güzel titreşimler yaratıyor. Sinema ve televizyon dünyasında ise liste daha da uzayabilir. İlk olarak ise Miklos Rosza, Alfred Hitchcock’un ’Spellbound/Öldüren Hatıralar’ filminde theremin’i kullanmış.
Kaynak(Radikal)