Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  BlackWorld'sBlackWorld's  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Ruh Cagırma

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
blackworld
Admin
Admin
blackworld


Mesaj Sayısı : 42
Kayıt tarihi : 21/08/08

Ruh Cagırma Empty
MesajKonu: Ruh Cagırma   Ruh Cagırma EmptySalı Ağus. 26, 2008 8:37 pm

Bütün bu ruh çağırma (!) dalaverelerinin kökünde eskilerin "Hüddam ilmi", halkın da "CİN`cilik" dediği mesele yatmaktadır.

Bilhassa eskilerin ve Anadolu halkının yakından bildiği bu konu şöyledir:

Bazı tesbih veya duaların birer "HADİMİ" yâni "hizmetlisi - görevlisi" vardır.

Eğer
bir kişi oturup, o kelimeyi veya duayı adedince okur, sonra da
karşısına dikilen CİNden, o an için korkmadan bir şey isteyebilirse, o
şey derhal olur!.

Veya o CİNin kendi emrine girmesini isterse, o CİN artık onun hizmetkârı durumuna girer!. Bunun için de bir çok formül vardır!.

Bu
formülleri bünyesinde toplayan bir çok kitaplar yazılmıştır eskiden ki,
bunların içinde en meşhuru; "KENZÜL HAVAS" ismiyle bilinenidir.

Bu kitabın içinde bir çok formüller vardır...

Ancak burada şunu da hatırlatalım ki, "HÜDDAM"cılık ile "RUH ÇAĞIRMA(!)-SPİRİTUALİZM" arasında çok büyük bir fark vardır.

İşte o fark da şudur:

Ruh çağırma(!) veya spiritualizm denen oyunda CİNlerle temasa geçen kimseler, daima CİNLERİN elinde oyuncak olurlar...

Aynen aslan eline düşmüş tavşan gibi; CİN de onları istediği gibi elinde oynatır... Ve onlar bu durumu asla fark edemezler.

"Hüddam"
ilminde ise, formül, diğer yan şartlarıyla birlikte tam olarak
uygulanabildiği zaman; insan, CİNni tam anlamıyla pençeleri altına
alır; ve ona bütün istediklerini yaptırabilir. Hattâ, bir insanı bile,
bu yolla o CİNine öldürtebilir. Aksi halde, yâni emre uymadığı zaman o
CİN perişan olur.

Bu sebeple, bu ilmin kullanılmasında, insan için öteki sisteme göre mutlak bir avantaj vardır.

İşte
aradaki bu fark sebebiyle, eskilerin ve günümüzde de sadece birkaç
kişinin bildiği "Hüddam ilmi", spiritualizmden kat be kat üstün
durumdadır. Çünkü, anlattığımız üzere, bu ilimde insan için CİNni emri
altına almak söz konusudur. "Spiritualizm" diye veya "Ruh çağırma(!)"
diye bilinen CİNlerle bağlantı hâlinde ise, CİNni hiç bir şekilde, bir
bilgiyi vermek veya bir işi yaptırtmak için zorlamak söz konusu
değildir.

Ancak burada şu hususu da çok iyi bir şekilde anlatmak gerekir;

Eğer
bir kişi "Hüddam ilmi’’nin gereği olan formüllerden birini yapmaya
kalkar da; sonra başlamışken, şu veya bu sebeple; meselâ formülü
uygularken yarıdan itibaren duyacağı seslerden veya o sırada gözüne
görünen acaip şekillerden korkarak yarıda bırakırsa, işte o anda onun
için felâket başlar.

Onun, etkisi altına almaya çalıştığı CİN, o
anda onu rahatlıkla avlar ve bu kişi CİNi emrine almaya çalışırken, CİN
onu ele geçirmiş olur... Ki bundan sonra, o kişi artık CİNnin emrine
bağlıdır. Böylece, Dimyata pirince gidilirken evdeki bulgurdan da
olunur.

Bu sebepledir ki, "Hüddam ilmi"ne dayanan bir formülü,
ya hiç yapmamalı, ya da başlanıldığı zaman, ne pahasına olursa olsun
sonuna kadar yapmalıdır.

Nitekim bu formülün tam olarak
yapılmaması için o CİN, bir takım gürültüler oluşturur veya sesler
çıkartır, âdeta içinde bulunulan evi veya katı yıkılıyormuşçasına
gürültülerle sarsabilir; akla hayâle gelmeyecek korkunç şekillerde göze
görünebilir!. İşte bütün bunlar olmasına rağmen, kişinin bütün
soğukkanlılığıyla elindeki formulü bitirmeye çalışması îcabeder.

Nitekim, "fazla tesbih çekmekten deli oldu", diye halk arasında anılan hal de bu esasa dayanır.

Bir
kişinin yönlendiricisi olmaksızın ve formülü bilmeden rastgele tesbih
çekmesi, ister istemez bir şifreyi meydana getirir ki, bu durumda, o
anda şifreyle bağlantılı olan CİN otomatik olarak harekete geçip, o
kişiyi hükmü altına alır... Ve o kimsenin bu durumdan haberi yoktur!.
Ve o CİNi kontrol altına alabilecek güce de sahip değildir. Artık ister
istemez o CİNle iletişimleri başlamış olur.

Bu ilişkinin
başlaması da bazen kulağına, bazen da içine gelen seslerle olur... Kezâ
bundan önce de burun yoluyla kokular tesbit eder bazen... Ve sonunda
CİNleri çeşitli şekil ve kıyafetlerde görmeye başlar bu yolunda devam
ederse...

Bu gibi kişler, duydukları sesleri veya aldıkları
kokuları ya da gördükleri şeyleri bu konuyu bilmeyen kişiler içinde
açarlarsa, derhal "aklını kaçırdı", "oynattı" diye nitelendirirler ve
hastaneye kaldırılırlar. Oysa tıp henüz bu konuda âcizdir.
Elektro-şokla tedavi etmek ister fakat bunu da başaramaz!.

Bu gibi kişiler, artık halk arasında "meczup" "zararsız deli" tâbirlerine muhatap olarak hayatlarına devam ederler.

Bu
gibi kişiler eğer içine düştükleri duruma rağmen, bu sahada yetkili bir
şahsın eline geçerlerse, o halden kurtulmaları yollarının düzeltilmesi
ve o yolda ilerlemeleri mümkündür.

Aksi halde ömür boyu bu durumdan kurtulamazlar... Artık onlar "deli" olmuşlardır.

İlk yüzyıllardan beri, en ilkel topluluklardan itibaren yeryüzünde görülen bir meslek ve iş vardır;

Bu mesleğe "BÜYÜCÜLÜK", yapılan işe de "BÜYÜ" denir.

Bu
işten gaye, bir insanı etki altına alıp, ona istemediği bir şeyi zorla
yaptırmak ve bazen da hastaların iyi olmasını temine çalışmaktır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ruh Cagırma
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: büyü & cin & din :: Cinler Alemi-
Buraya geçin: