Hepimiz her gece rüya görürüz. Bazı kişiler, rüya gördüklerini
hatırlamazlar ve asla rüya görmediklerine yemin edebilirler. Ama
rüya görmek, gün boyu oluşan duygusal birikimi ayıklamak ve serbest
bırakmak için gereklidir. Böylece, yeni güne tertemiz
bir “karatahta” ile başlayabiliriz. İnsanların rüya görmelerini
engellerseniz, tedirgin olurlar, kafaları karışır ve sanrılamaya
başlayabilirler.
Terazinin diğer ucunda ise çok rüya gören insanlar vardır. Bu,
genellikle sıkıntılı, bunalımlı kişilerde görülür. Beyinlerimiz,
gerçek bir durum ile hayali olan arasındaki farkı anlatma konusunda
pek iyi değildir. Dolayısıyla, yatmadan önce saatlerce sıkıntılı
durumları düşünmek, inanılmaz bir negatif duygusal yük oluşturur ki
bunun boşaltılabilmesi için bol bol rüya görmek gerekir.
O halde rüyalar, çok önemli bir parçamızdır ve onları hatırlasak da
hatırlamasak da yaşamlarımızı etkilerler. Rüyalarımızdan
yararlanarak, henüz gün ışığına çıkmadan sorunları keşfedebilir ve
çözmeye çalışabiliriz. Rüyaların en büyük faydalarından biri,
yaşamlarımızda ne düşündüğümüzü ya da hangi konuda endişelendiğimizi
genellikle bilinçaltı düzeyde gösterebilmesidir.
Aslında insanların çoğu, her gece yüz dakika rüya görür. Bu, bir
sinemada ya da televizyonda izleyebileceğiniz herhangi bir film
kadar uzundur. Çoğumuz, bir önceki gece gördüğümüz rüyaların birkaç
dakikasını bile hatırladığımız için şanslıyız. Pek çok kişi, genel
olarak rüyalarından hiçbirini hatırlamadan uyanır.
Dr. Alan Hobson’ın Harvard Üniversitesi’nde yaptığı çalışmalara
göre, rüya belleğimiz, beyinlerimizdeki çeşitli nöro-aktarıcıların
varlığı ya da yokluğundan etkilenir. Şu açıktır ki bazı insanlar,
başkalarına göre rüyaları daha iyi hatırlarlar. Bu fark için
verilebilecek yanıt, büyük ihtimalle farklı kimyasalların dengesinde
yatar.
Çoğu insan, sabah uyandığında, rüyalarını hatırlar ya da en azından
rüya gördüğünü hatırlar. Bunun nedeni, rüya görmenin önemli bir
bölümünün, uykunun en sonuncu üçte birlik kısmında gerçekleşmesidir.
Ama rüyalarınızı çok az hatırlıyor ya da hiç hatırlamıyorsanız,
aşağıdaki ipuçları size yardımcı olabilir.
“Yavaş kalkmayı” öğrenin. Sabah uyanır uyanmaz yatakta sessizce
yatın ve hemen, sizi bekleyen gün hakkında düşünmeye ya da
endişelenmeye başlamayın. İlk aşamada herhangi bir rüya gördüğünüzü
hatırlayamasanız da zihninizi biraz önce hangi rüyayı gördüğünüz
konusuna yoğunlaştırmaya çalışın. Bu hatırlama süreci, yarı
entelektüel, yarı duygusaldır. Biraz önce hangi rüyayı gördüğümüzü
düşünmek isteriz; ama aynı zamanda, rüyamızda gördüğümüz şeyi
hissetmek isteriz.
Genellikle, duygusal durumumuzu tanımlayabilirsek, buradan geriye
gidebilir; bir şey belleğimizi dürtünceye kadar rüyayı parça parça
hatırlayabilir ve birden rüyanın daha büyük bir bölümünü
anımsayabiliriz.
Rüya gören ve “yavaş uyanma” tekniğini deneyen pek çok kişi, uyanma
sürecinde yatakta hareketsiz yatmanın önemli olduğunu söylüyor.
Bedeni oynatmak, zihnin son rüyayı hatırlama yetisini engelliyor.
Deneyebileceğiniz bir yöntem daha var. Alarmı normal saatinizden
yaklaşık 30-40 dakika öncesine kurun ve gerçekten kalkma vakti
gelinceye kadar her 10 dakikada bir şekerleme tuşuna basın. En çok
sabahları rüya gördüğümüz için, büyük ihtimalle alarm her çalışında
sizi bir rüyadan uyandıracaktır. Şimdi yukarıda bahsettiğimiz rüya
hatırlama tekniğini uygulayın. Şekerleme tuşuna basın; yatakta
hareketsiz yatın ve zihninizin içinde geriye dönerek biraz önce
görmekte olduğunuz rüyayı hatırlamaya çalışın. Duygularınızı
hissedin ve elinizden geldiğince rüya parçacıklarını koruyun. En
azından rüyanın bir taslağını oluşturuncaya kadar, olaylardan ve
etkinlikten daha çok parça toplamaya çalışın.
Bir rüya yastığıyla uyumak, rüya hatırlama yeteneklerinizi
geliştirmek açısından harika bir yoldur. Miskotu, rüya yastıklarında
kullanılan şifalı bir ot olup rüyaları daha yoğun ve canlı kılar.
Böylece, rüyayı hatırlama şansı artar. Ama, kabus görmeye eğilimli
olanların, rüya yastığı kullanmamalarını öneriyoruz. Ayrıca, bunu
çocuklar için de tavsiye etmiyoruz.
Rüyalarınızı hatırlamaya başladığınızda, bir rüya günlüğü tutmak ve
onları kaydetmek isteyebilirsiniz. Rüyayı hatırlarken her detay
önemlidir. Genel bir kural, renkleri, şekilleri, cinsiyeti, suyu,
havayı ve hareketi hatırlamak olabilir. Bu noktalar, yaşamınızın
genel durumu hakkında önemli gerçeklerin su yüzüne çıkmasını
sağlayabilir. Rüyalar, içimizdeki gerilimleri yansıtabilir.
Rüyalarımızı hatırlamak ve analiz etmek, yaşamlarımızdaki stresin
bir kısmını azaltmak için ciddi katkıda bulunabilir. Eğer dinlersek,
rüyalarımız bize yol gösterebilir!
Yazar: Susan Stewart