Kazan büyücülerin ve cadıların, iksirlerini,merhemlerini ve zehirlerini karıştırmak için yaygın olarak kullandıkları bir çeşit kaptı. Genellikle demirden yapılan kazanlar üç ayaklı ve her boyda olabilirlerdi. Ortaçağa ait hikayelerde ve mitlerde her cadının evinde büyük bir ateşin üzerine kurulmuş şekilde bir kazan mutlaka bulunur. Kazanların içinde genellikle bebek yağı, yılanlar, yarasa kanı ve kafası koparılmış ya da derisi yüzülmüş kurbağalardan oluşan karışımlar bulunurdu. Ayrıca geleceği tahmin etmek için kullanıldığında sadece su dolu da olabilirlerdi.
Bir ayine gitmeden önce cadılar merhemlerini, iksirlerini ve diğer ilaçlarını kazanlarında hazırlarlardı ve genellikle kazanlarını, festivalde küçük çocukları kaynatmak için, sırayla ayin alanına taşırlardı. Br cadı, kazanının içindekileri denize dökerse, bu denizde bir fırtınaya neden olurdu.
Eski Celtic zamanlarında kazan bir bilgi ve geçim kaynağıydı. Ayrıca simyacıların altın yaratma ve küçük mücehverleri büyüklerine çevirmek gibi sonu gelmeyen deneylerini yapmaları için çok önemli bir gereçti.
Paganizmde kazan, Tanrıçanın bir sembolüdür ve su elementini temsil eder. Ayinlerde büyülü transformasyonların gerçekleştiği bir konteyner olarak kullanılır ve genelde ayinlerin odak noktasıdır. Bahar ayinlerinde kazanlar su ve taze çiçeklerle doldurulurken, kış ayinlerinde de güneşin yeniden doğuşunu simgelemek için kazanın içinde ışıklar yakılır.